Basında Biz

Avukat Duygu Eroğlu hakkında basında yer almış haberlere ulaşabilirsiniz. Haberlere ulaşmak için hemen tıklayın!
Bilgi ve Danışmanlık İçin 0533 695 13 15
Yasemin öldürmeseydi öldürülecekti!
Av. Duygu EROĞLU

Yasemin öldürmeseydi öldürülecekti!

2015’in ilk 4 ayında kaç kadın öldürüldü biliyor musunuz?

Ben söyleyeyim: 100.
Kim bilir bu son 2 ayda bu sayıya kaç kadın daha eklendi...
En yakınındaki erkekler tarafından katledilen bu kadınlar, öldürülmeden önce erkek şiddetinden kurtulmak için her yolu deniyor.
Ama işte aile, toplum ve devlet tarafından elbirliğiyle kadınların bütün kaçış yolları kapatılıyor.
Geriye, 3. sayfa haberlerinde birkaç satıra sığdırılan hayat hikâyeleri kalıyor!

Son 4 ayda kadınlar, şiddetine ve işkencesine maruz kaldığı 13 erkeği öldürdü, 12’sini yaraladı.
Bu, çıkış yolu bırakılmayan kadınların son seçeneği.
Sanık sandalyesine oturanlardan biri de Yasemin.
Yasemin, öldürmeseydi öldürülecekti!
Evlilik hayatı boyunca kocası Özkan Kaymaklı’nın şiddetine maruz kaldı. Çocuğu doğduğunda, çocuğuyla birlikte şiddet gördü. Dayak yedi, kocası üzerine bıçakla saldırdı. Aile mahkemelerinden uzaklaştırma kararları alındı. Yasemin karakola gitti. Karakolda doldurduğu aile içi şiddet formunda, “Kocanız sizi öldürmeye teşebbüs etti mi?” sorusunu, “Evet” diye cevapladı. Ama işte, pek çok kadına olduğu gibiYasemin’e de hiçbir çıkış yolu bırakılmadı.
Olayın olduğu gün kocası, Yasemin ve çocuğunu gece boyunca bir odaya kilitleyerek aç susuz bıraktı. Sabah olunca da şiddet uygulamaya devam etti. Yasemin bu şiddete artık dayanamadı, kendisini ve çocuğunu savundu.
Öldürülmemek için öldürmeyi seçmek zorunda kaldı.
Ama Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Yasemin’in meşru müdafaa nedeniyle tahliye talebini reddetti.
Erkekler kravat takıp ağladıklarında bir sürü haktan yararlanıyorlar. Kadınlar yaşama haklarını savunsalar bile hiçbir işe yaramıyor.
Bu nasıl iş? Bu nasıl bir haksızlık! 24 Haziran’da Yasemin’in duruşması var...
Bu konuda yazmaya devam edeceğim. Bugün avukatı Duygu Eroğlu’yla sizi baş başa bırakıyorum...

Genel algı mahkemeye yansıyor


Nasıl başlıyor Yasemin’in hikâyesi...

- Yasemin, doğulu biri ailenin kızı. Eşi İstanbullu, zengin bir ailenin tek erkek çocuğu. Özkan’ın ailesi Yasemin’i istemiyor. Evlendikleri için maddi yardımı kesiyorlar. Özkan o güne kadar çalışmak zorunda kalmamış, zaten çalışmayı da sevmeyen biri. Maddi sıkıntılar başlıyor. Özkan da bütün bu yaşananların sorumlusu olarak Yasemin’i gördüğü için, her gün sistematik olarak şiddet uyguluyor. Yasemin’i defalarca, ağzı burnu kan içinde kalacak şekilde dövüyor. 7. kattan atmaya çalışıyor. Hamileyken kaburgasını kırıyor. Eve kilitliyor. Daha bir sürü vahşet...


Peki olay günü ne oluyor?

- Yasemin, bebeklerine bez almayan eşiyle tartışıyor. Özkan, kemeriyle Yasemin’i boğmaya çalışıyor. Bebeğe vurmaya başlayınca, Yasemin masadaki bıçağı alıp saplıyor. Olaydan yaklaşık on-on beş dakika sonra ölüyor. Yasemin şokun etkisiyle dışarı çıkıp bağırarak kocası için yardım istiyor. Yargılama, yakın akrabayı öldürme suçundan Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor...

Sizce Yasemin’in yaşadıkları neden meşru müdafaa sayılmıyor?

- Çünkü toplumun genelinde olan algı sorunu, mahkeme heyetine de yansıyor. Yasemin’in ilk duruşmasında mahkeme heyeti, deliller dahi toplanmadan bir dahaki celse savcının mütalaa vereceğini bildirmişti. Yani mahkeme, yargılama başlamadan hükmünü vermişti! Mahkemeler erkeğin kadını öldürmesine birçok yasal indirim uygularken, kadının erkeği kendini savunma amacıyla öldürmesine yasal indirim uygulamıyor...

Mahkeme heyetinin sizce gerekçesi ne?

- Kanaatimce, o günkü olayda öldürücü nitelikte yara izleri bulunmadığı için meşru müdafaa incelemesine gerek duymuyor. Oysaki Yasemin’in boynunda hâlâ kemer izleri bulunmakta, el parmağında kırıklar var.

Meşru müdafaa konusunda sizin kanıtlarınız nedir?

- Evliliklerinin başından beri uygulanan şiddet, buna ilişkin raporlar, tanıklar ve sığınma evi kayıtları, hastane kayıtları...


İNSAN OLMAYI ÖĞRETİN


Kadınlar Yasemin’e destek olmak için ne yapabiliriz?
- Daha yüksek sesle ve hep birlikte haykırarak farkındalık yaratmamız gerekiyor. Ve sadece Yasemin için değil, diğer tüm kadınlar için, oğullarımıza erkek olmayı değil başta insan olmayı öğretmek gerekiyor!

 

Haber Linki 

 

Üç dakika
Av. Duygu EROĞLU

Üç dakika

25 yıllık hayatım boyunca mahkemeleri, savcıları, Adliye’ye ait ne varsa onları sadece televizyonda görmüş biriyim. Bugün ilk defa bir dava izledim. Çok etkilendim.
Bunun kadın olmakla çok ilgisi var.
Bakırköy Adliyesi, Yasemin Çakal Davası.
Adliye'nin bahçesine girdiğimizde bize gülümseyen kadınları gördük. Hepsi Yasemin için gelmişti. Adliye'nin kapısına geldiğimizde kameramızı aldılar bizden, kemerimize kadar çıkarttık. Kafeteryada, Yasemin’in avukatının olduğu masaya sandalye çektik. Avukat Duygu Eroğlu bizi masadakilerle tanıştırdı. "Yasemin’in annesi ve kardeşi" dedi. Yasemin'in kardeşinin kucağında bir bebek; Selim, 32 aylık güleç bir surat.
Sohbet etmeye fırsat kalmadan apar topar duruşmanın görüleceği salona gittik hep beraber.
Salonun kapısında da onlarca kadın bekliyordu. Kadınların bir arada olduğu her yerde dayanışmanın ne kadar mükemmel bir güç olduğunu görüyorum ve her seferinde de etkileniyorum.
"Bizi duruşma salonuna alırlar mı acaba?" diye düşünüyoruz Duygu'yla. Evet, içeri girebildik. O kapıdan girerken acayip bir heyecan vardı içimde. Kapıdan geçer geçmez Yasemin’i gördüm, sanık sandalyesinde oturuyordu. O beni tanımıyor ama ben onu tanıyorum. Yasemin Çakal. O sistematik bir şekilde şiddet gördüğü kocasını öldüren Yasemin, “ölmemek için öldüren” Yasemin. İçeri girerken sevdiğim ünlü bir sanatçıyı görecek gibi heyecanlandım. Ben içeri girerken kapıdan dışarı bakmaya çalışıyordu oğlunu görmek için. "Kapıdan biraz daha yavaş girsem o zaman oğlunu 10 saniye daha fazla görebilirdi" diye düşündüm bir an. Ama arkamda bir sürü kadın bekliyordu.  
Annelik duygusunun nasıl bir duygu olduğunu tam olarak bilmiyorum, belki anlayabilirim sadece. Ne kadar paramparça bir kadın oturuyor orada kestiremiyorum.  Herkes yerini aldı, küçücük bir salon, çok kadın...  Hakim konuştu, Yasemin'in avukatları Çilem Doğan'ın duruşmasını örnek gösterek beraat istedi. Hakim talepleri katibe yazdırdı. Ve ara...
Bu ara, Yasemin'in oğlunu görmesi için de bir ara aynı zamanda. Duruşma günü görüş gününe denk geldiği için Yasemin oğlunu ya bu arada görecek, ya da göremeyecek. Jandarmalar duruşma salonunun diğer kapısından Yasemin'i çıkarmaya çalışırlarken Selim girdi içeriye "anne nerede?" diye bağırarak. Yasemin oğlunun sesini duydu, o nasıl "Selim" demekti...  Ciğerlerinden binlerce Selim koptu sanki. Bir an ağlamak geldi içimden. Aslında herkesin içinden geldiği belliydi... Avukat izin istiyor Yasemin'in oğlunu görebilmesi için. Selim'le Yasemin'in görüşü 3 dakika sürüyor. 3 dakika...
Sonra duruşma devam ediyor. Adli Tıp raporu halen gelmediği için duruşma 7 Aralık'a erteleniyor.
Belli ki daha çok dava izleyeceğim. Belli ki Yasemin'in bundan sonraki duruşmalarına da hep geleceğim. Çünkü Yasemin'in ciğerinden kopan Selim sesi kulağımda hala...

Haber Linki

Yasemin Kaymaklı Davası...şiddetin İzleri Araştırılacak
Av. Duygu EROĞLU

Yasemin Kaymaklı Davası...şiddetin İzleri Araştırılacak

Esenyurt'ta 10 Temmuz 2014 tarihinde tartıştığı eşi Özkan Kaymaklı'yı bıçaklayarak öldürdüğü iddiasıyla "Ağırlaştırılmış müebbet" hapis cezası istemiyle yargılanan Yasemin Kaymaklı'nın eşinin şiddetine maruz kalıp kalmadığının tespiti için Adli Tıp Kurumu'na sevkine karar verildi.

Mahkeme, Kaymaklı'nın vücudunda darp ve cebir izinin olup olmadığını, var ise hangi tarihte ve hangi nedenle meydana geldiğinin tespitini istedi.

Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın beşinci duruşmasına, tutuklu sanık Yasemin Kaymaklı, maktul eşi Özkan Kaymaklı'nın kardeşleri Özden Güngör ve Neriman Akgün ile tarafların avukatları katıldılar.

Söz alan Yasemin Kaymaklı'nın Avukatı Duygu Eroğlu, müvekkilinin aile baskısı sonucu evlendiğini, evliliği boyunca şiddet gördüğünü belirterek, "Sanığın psikolojik yönden incelenmesi için İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalına muayene için gönderilmesini istiyoruz" dedi.

Sanığın diğer avukatı Oya Meriç Eyüboğlu ise sanığın sadece psikolojik yönden değil fiziksel yönden de muayene yapılması gerektiğini belirterek, "Vücudundaki işkence izlerinin tespiti yönünden rapor aldırılmasını talep ediyoruz. Savunma hakkımızın kısıtlanmaması için talebimizin kabulüne karar verilmesini istiyoruz" dedi.

'ÖLDÜRMESEYDİ ÖLDÜRÜLECEKTİ'

Yasemin Kaymaklı'nın bir diğer avukatı Avukat Perihan Meşeli de, müvekkili ve çocuğunun olay sırasında maktul Özkan Kaymaklı'nın şiddetine maruz kaldığını belirterek, "Müvekkilim olayı gerçekleştirmeseydi kendisi ve çocuğu maktul durumda olacaktı. Bu nedenle olayda meşru müdafaa şartları oluşmuştur, tutuksuz yargılanmasını talep ediyoruz" dedi.

ADLİ TIP ŞİDDETİN İZLERİNİ ARAŞTIRACAK

Tahliye talebini reddeden mahkeme, avukatların talebi doğrultusunda Yasemin Kaymaklı'nın Adli Tıp Kurumu'an sevkine karar verdi. Mahkeme, "sanığın fiziksel olarak muayenesinin yapılmasını ve vücudunda darp ve cebir izinin bulunup bulunmadığının, bulunması halinde hangi tarihte ve hangi nedenle ve ne şekilde oluştuğunun" tespitini istedi.

DURUŞMADAN SONRA BASIN AÇIKLAMASI YAPTILAR

Duruşmadan İstanbul Feminist Kollektif bir basın açıklaması yaptı. Kollektif adına açıklamayı, aynı zamanda Yasemin Kaymaklı'nın avukatlığını da yapan Perihan Meşeli yaptı. Bugün 5. celsesinin yapıldığını hatırlatan Avukat Meşeli, "Yasemin kocasından şiddet görmüş bir kadın. Evliliği sadece 1.5 yıl sürmüş. Daha önce sığınakta kalmış. Kocası O'nu daha önce de bacağından bıçaklamış, kaburgalarını kırmış aslında. Bunların hepsi mahkeme dosyasında sabit değil, hepsi kanıtlanamadı. Çünkü o dönem hamileydi. Biz bunların kanıtlanması ve delillerin toplanması için mahkemeden talepte bulunmuştuk. Fakat bugüne kadar kabul edilmemişti. Bugünkü duruşmada da bu taleplerimizi tekrar ettik. Bu kanıtlanamayan fiziksel bulguların tespiti için İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı'na gönderilmesini talep ettik. Adli Tıp Kurumu'na sevk edildi. Burada tabii ki Yasemin'in olayında meşru müdafaa söz konusu. Çünkü Yasemin kocasını öldürmemiş olsaydı belki bugün çocuğuyla birlikte kendisi mezarda olacaktı. Çünkü olay anında Yasemin'i kemerle boğmaya çalışan bir koca, dirseğiyle de çocuğun boğazına bastıran bir baba var. Dolayısıyla başka çaresi yoktu" dedi.

İDDİANAMEDEN

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede Yasemin Kaymaklı'nın 10 Temmuz 2014 tarihinde eşi Özkan Kaymaklı ile çocuk bezi yüzünden tartıştığı belirtildi. Özkan Kaymaklı'nın Yasemin Kaymaklı ve o tarihte 7 aylık olan küçük çocuğu darp ettiği belirtilen iddianamede, Yasemin Kaymaklı'nın ekmek bıçağıyla eşini öldürdüğü anlatılıyor. İddianamede Kaymaklı için "Yakın akrabayı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılması isteniyor.

 

Haber Linki

 

Bebek bezi cinayeti davası sürüyor
Av. Duygu EROĞLU

Bebek bezi cinayeti davası sürüyor

Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu sanık Yasemin Kaymaklı ile öldürülen Özkan Kaymaklı'nın kardeşi Özden Güngör katıldı. Duruşmada tarafların avukatları da hazır bulundu. HDP milletvekili Filiz Kerestecioğlu duruşmayı takip etti.

Mahkeme Başkanı Mehtap Yılmaz, Adli Tıp Kurumu'ndan istenilen raporun gelmediğini söyledi.

Söz alan sanık Yasemin Kaymaklı'nın avukatı Duygu Eroğlu, müvekkillinin eyleminde meşru müdafaa koşullarının oluştuğunu ifade ederek, ''Müvekkilimin uzun süredir tutuklu olması ve sağlık koşulları nazara alınarak tahliyesini talep ediyoruz. Güvence bedeli karşılığında tahliye verilmesini istiyoruz. Aynı nitelikte başka bir dava dosyasında 15 yıl hapis cezası alan sanık karar ile birlikte tahliye olmuştur. Bu hususun da göz önünde bulundurulmasını istiyoruz.'' dedi.


Sanık Kaymaklı'nın avukatı Nagihan Bulduk da, ''Meslektaşımın savunmalarını aynen tekrar ederiz. Müvvekilimin küçük yaşta çocuğunun bulunması nedeniyle tahliyesini talep ediyoruz.'' diye konuştu.

Mahkeme heyeti, Adli Tıp Kurumu'ndan raporun beklenmesine, tutuklu sanığın tutukluluk halinin devamına hükmederek, duruşmayı erteledi.

Duruşma sonunda Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu adına açıklama yapan avukat Meriç Eyüboğlu, şunları söyledi:

''Yasemin 2 yıldan fazladır tutuklu. Çilem Doğan örneğinde olduğu gibi onun da küçük bebeği var. Ve tıpkı orada olduğu gibi meşru müdafaada bulunmuş biri. İndirim uygulanmasına gerek kalmaksızın beraat etmesi gerekiyor. Mahkeme talebimizi reddetti. Bizim açımızdan sıradan bir gün daha geride kaldı.''

İDDİANAMAEDEN
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Esenyurt'ta 10 Temmuz 2014'te sanık Yasemin Kaymaklı'nın eşi olan maktul Özkan Kaymaklı ile tartıştıkları, eşinin kendisini ve çocuğunu darp etmesi sonucu ekmek bıçağıyla öldürdüğü anlatıldı.


İddianamede, sanık Yasemin Kaymaklı hakkında ''yakın akrabayı kasten öldürme'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması isteniyor.

Haber Linki

 

Polis şiddetine işçiden dava
Av. Duygu EROĞLU

Polis şiddetine işçiden dava

İstanbul Çatalca’da bulunan Polonez fabrikasında Tekgıda-İş Sendikasına üye olduktan sonra hırsılık ve ahlaksızlık gibi durumları ifade eden Kod-46 ile işten çıkarılan 146 işçi 2 aylık direniş sürecinde polisin sert müdahaleleri ile karşılaştı.

Geçtiğimiz günlerde ters kelepçeyle gözaltına alınmalarının ardından bugün Türkiye İşçi Partisi avukatları tarafından, şiddet gören işçiler adına dava açıldı. Davayı takip edecek Avukat Duygu Eroğlu, Çatalca Adalet Sarayı önünde işçiler ve sendika temsilcileriyle beraber basın açıklaması gerçekleştirdi.

Gerçekleşen basın açıklamasında Avukat Eroğlu, kolluk kuvvetlerinin hakkını arayan işçilere günlerdir uyguladığı şiddeti vurgulayarak, "Daha bu hafta Sakarya’da bir fabrika yanıp işçiler can verdiğinde patronlar ters kelepçe ile tutuklanmadı. Benim 10 tane fabrikam var diyen başka bir zorba; işçilere, polislere küfür, tehdit, hakaret ettiğinde ters kelepçe ile gözaltına alınmadı. Ama hakkını arayan, ‘Artık saatlerce çalışıp açlık sınırının altında yaşamak istemiyoruz’ diyen işçi ise günlerdir polisin şiddeti ve baskısıyla karşı karşıya. İşçilerin bazıları ağır denilecek şekilde yaralanırken bazıları ise morluk ve eziklerle ucuz kurtuldu. Biz bugün Çatalca Emniyet Müdürünün ‘Saldırın’ emriyle işçileri darp eden kolluk kuvvetleri hakkında davamızı başlatmış bulunmaktayız" ifadelerini kullandı.

İşçilerin ters kelepçeyle gözaltına alınmalarının ardından, yasal olan eylem yerleri de ellerinden alındı. Bunun üzerine işçiler Çatalca Kaymakamlığının önünde protestoya başladı.

Yapılan açıklamada, protesto yerleri ellerinden alınmış işçiler adına konuşan Avukat Eroğlu, "Polonez işçilerinin barışçıl protesto yerleri fabrikanın önüdür ve orası resmi yol statüsünde değildir. Hangi gerekçe ve kararla eylem alanları darmaduman edilmiş, kapatılmıştır? Mülki amirin bu kararları da hukuki dayanaktan yoksun ve taraf gözetilerek verilmiş kararlardır" dedi.

Haber Linki